AİHM Kararları 15 Ocak 2022
18Views
“2015’teki açıklamaları nedeniyle 2016 darbe girişiminden sonra TCK’nin 215. maddesinin öngörülemez bir şekilde yorumlanması sonucu başvurucuya suçu ve suçluyu övmekten hapis cezası verilmesi, ifade özgürlüğünün ihlalidir.”
AİHM’nin Yasin Özdemir kararıyla ilgili Oktay Bahadır tarafından yapılan kısa değerlendirme aşağıdadadır:
“AİHM (İkinci Bölüm), Yasin Özdemir Davası, Başvuru No: 14606/18, Karar Tarihi: 07/12/2021
Başvurunun Konusu
Dava, öğretmen olan başvurucunun 2015 yılında, gazete yazıları hakkında Facebook’ta yazdığı yorumlar nedeniyle mahkûm edilmesiyle ilgilidir. Başvurucu, “terör örgütüne üye olmak” suçundan tutuklanmış, “terör örgütünün propagandası yapmak” suçundan hakkında iddianame düzenlenmiş ve nihayetinde “suçu veya suçluyu övmekten” mahkûm olmuştur.
Kararın Özü
AİHM’e göre, ulusal yargıçlar, yasaları keyfiliğe karşı bireyi koruyacak şekilde yorumlamalıdırlar. Hükümeti eleştirmek örgüt bağlantısı veya örgüte destek gibi ağır suçlamalara neden olmamalıdır. Yasa, somut olayda olduğu gibi, ifade özgürlüğünü ortadan kaldırabilecek şekilde geniş yorumlanabiliyorsa, öngörülebilirlik şartını karşılamıyor demektir. Başvurucunun görüşleri çok farklı kesimler tarafından dile getirilmiştir ve şiddete teşvik etmemektedir.
Olay tarihinde (Nisan 2015), idari organlarca tehlikeli olarak kabul ediliyor olsa da, Gülen Hareketinin taraftarları hakkında örgüt üyesi ya da yöneticisi olmaktan kesin bir mahkûmiyet kararı bulunmamaktaydı.
Başvurucunun Nisan 2015’teki paylaşımları çok sonraları gerçekleşen darbe girişimi (Temmuz 2016) dikkate alınarak suç (TCK m. 215/1) sayılmıştır. Başvurucunun bir yıldan fazla süre sonra gerçekleşen bir olayı öngörmesi mümkün değildi.
Sonuç olarak, ilgili ceza hükmünün öngörülemeyecek şekilde geniş yorumlanması nedeniyle başvurucunun ifade özgürlüğü ihlal edilmiştir.
Kararın Önemi
Kararda, “milat” olarak 17/25 Aralık, MGK kararı ya da 15 Temmuz değil, kesinleşmiş yargı kararı (26/09/2017) baz alınmıştır.
Somut olayda başvurucu, suçu ve suçluyu övmekten mahkûm olmuştur. Ancak “iddia edilen örgüt hakkında kesinleşmiş bir yargı kararı olmaması nedeniyle yasallık şartının karşılanmadığı” değerlendirmesi, örgüt üyeliğinden yapılan yargılamalar açısından da geçerlidir. Dolayısıyla, Sözleşme’nin 7. maddesi (kanunsuz ceza olmaz ilkesi) kapsamındaki başvuruların da ihlalle sonuçlanacağı öngörülebilir. Zira suç unsuru olarak kabul edilen eylemlerin neredeyse tamamı, darbe girişimi öncesine aittir.”
Kararın Türkçe çevirisi için tıklayınız