AİHM Kararları 17 Ocak 2022
17Views
Dava, başvurucunun Türk makamları tarafından “FETÖ/ PDY” olarak adlandırılan bir örgüte üye olduğu gerekçesiyle tutuklanmasına ilişkindir. Başvurucu, bilgisayarlı bir sistemden alındığı anlaşılan, üzerinde kullanıcı (ID) numarası, cep telefonu numarası, T.C. kimlik numarası ve “kırmızı” ibaresi bulunan, tek sayfalık ve tarihsiz Bylock raporuna istinaden tutuklanmıştır. Başvurucu, hiçbir aşamada Bylock kullandığı iddiasını kabul etmemiştir.
AİHM, kararında, yalnızca tutuklama anı ve öncesindeki delil durumunu (olgu ve bilgileri) dikkate alacağını, dava dosyasının dışında kalan ve resmi olarak hâkimin dikkatine sunulmamış unsurların ise dikkate alınmayacağını vurgulamıştır. Somut olayda, sonradan sunulan veya elde edilen karar veya raporlar, sulh ceza hâkimi söz konusu tutuklamaya karar verdiğinde mevcut değildi.
AİHM, yalnızca şifreli bir iletişim aracını indirmenin veya kullanmanın veya mesajların gizliliğini korumak için başka bir yola başvurmanın, tek başına, yasa dışı veya suç teşkil eden bir faaliyet anlamına gelmeyeceğini ve dolayısıyla tutuklama nedeni olamayacağını belirtmiştir. Ancak, örneğin mesajların içeriği veya bağlamı gibi, başka unsurlarla desteklendiği takdirde tutuklama için makul şüphe oluşturabileceğini de eklemiştir.
Sözleşme’nin 5 § 1. maddesi kapsamındaki yukarıda yer verilen ihlal tespitine atıfla, makul şüphe nedenlerinin bulunmaması sebebiyle “tutuklama kararının gerekçesiz olduğu” iddiasıyla ilgili olarak da Sözleşme’nin 5 § 3. maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.
Son olarak, “soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanması” şikâyeti hakkında da Sözleşme’nin 5 § 4. maddesinin ihlal edildiğine hükmetmiştir.
Dr. Gökhan Güneş tarafından yapılan ayrıntılı değerlendirmeyi okumak için aşağıdaki linke tıklayınız.
AİHM’İN AKGÜN/TÜRKİYE KARARININ DEĞERLENDİRİLMESİ | Dr. Gökhan Güneş (drgokhangunes.com)
Kararın Türkçe çevirisi için aşağıdaki linke tıklayınız.