AİHM Kararları 15 Temmuz 2022
18Views
Oktay Bahadır tarafından hazırlanan AİHM’nin Taner Kılıç kararının kısa özeti şu şekilde:
“AİHM (İkinci Bölüm), Taner Kılıç Davası, Başvuru No: 208/18, Karar Tarihi: 31/05/2022
Başvurunun Konusu
Uluslararası Af Örgütü’nün Türkiye şubesi başkanı olan başvurucu, temel olarak, tutuklanmasını gerektirecek hiçbir delil bulunmadığından, kararların gerekçeli olmadığından, etkin bir tazminat yolunun bulunmadığından şikâyet etmiştir. Ayrıca, bir sivil toplum kuruluşu yöneticisi olarak konumu nedeniyle tutuklanmasının ifade ve örgütlenme özgürlüğüne haksız bir müdahale olduğunu ileri sürmüştür.
Başvurucu, Bylock kullandığı iddiasını kabul etmemiş, bilirkişi raporlarına rağmen bu uygulamayı kullandığı kabul edilerek özgürlüğünden yoksun bırakıldığını savunmuştur.
Kararın Özü
AİHM, Bylock iddiasının “belirleyici unsur” olduğunu belirterek Akgün kararında olduğu gibi, yalnızca şifreli bir iletişim aracını kullanmanın tek başına tutuklama nedeni olamayacağını vurgulamıştır.
Kararda, Akgün davasından farklı olarak Bylock iddiasının “tek dayanak” olmadığı, ancak dayanak olarak gösterilen diğer unsurların da (Zaman gazetesi aboneliği, kız kardeşinin bu gazetede çalışan biriyle evli olması, çocuklarının KHK ile kapatılan okullara gitmiş olması; Bank Asya’da hesaplarının bulunması) makul şüphe oluşturmayacağı ifade edilmiştir.
Ayrıca AİHM, tutukluluğu devamı için makul nedenlerin bulunmadığı gerekçesiyle Sözleşme’nin 5 § 3. maddesinin ihlal edildiğine ve Sözleşme’nin 5 § 5. maddesinin gerekliliklerini karşılayan bir tazminat yolunun olmadığına hükmetmiştir.
Son olarak, Şık/Türkiye kararına atıfla, Sözleşme’nin 5. maddesine aykırı bir tutuklama nedeniyle başvurucunun ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin kanunilik şartını karşılamadığı, dolayısıyla Sözleşme’nin 10 § 1. maddesinin de ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır.
Kararın Önemi
Bylock’un tutuklama açısından ilk kez incelendiği Akgün kararında, Bylock kullanımının başka unsurlarla desteklenmediği sürece tutuklama nedeni olamayacağı ifade edilmişti. Bu kararla, Bylock’un yanı sıra Bank Asya, gazete aboneliği, çocuğunu okula gönderme gibi unsurlar bulunsa bile tutuklamayı haklı kılmayacağı sonucuna ulaşılmıştır.
Kararın diğer bir dikkat çekici özelliği ise avukat olan başvurucu lehine yargılama gideri ve manevi tazminatın yanı sıra maddi tazminata da hükmedilmiş olmasıdır.”
Kararın Türkçe çevirisi için tıklayınız