Skip to content Skip to footer

Başvurucu Avukat hakkında verilen Adli Kontrol Tedbiri nedeniyle ihlal tespiti

“Bir Avukat’a bu gerekçelerle tedbir uygulanıyorsa vatandaşın halini varın siz düşünün.” sözleriyle Sedat Ünal’ın gündeme getirdiği AYM kararının ayrıntıları şu şekilde:

Suçlama ve Tedbir Gerekçesi

”Başvurucuya ifadesi alınırken yöneltilen sorular ve Ankara Başsavcılığının adli kontrol tedbiriyle ilgili talebini içeren yazının içeriği gözetildiğinde başvurucu hakkındaki suçlamalar cep telefonuyla kurduğu iletişimlere, silahlı terör örgütüne üye olma suçu nedeniyle haklarında soruşturma yürütülen A.S.G. ve S.B. ile bağlantısına, aynı soruşturma kapsamında soruşturulan kişilerin iletişim kurduğu bazı kişilerle iletişim kurmasına, aynı soruşturma dosyasında şüpheli olan biriyle (A.S.Ü.) Ankara dışında bir kez, farklı günde, aynı baz istasyonu çevresinde bulunmasına, UYAP kayıtlarında müdafi olarak yer aldığı 76 davadan 70’inin FETÖ/PDY ile ilgili olmasına, MESLEKTEN ÇIKARILMIŞ HAKİMLER ile ÇALIŞMASINA ve müdafiliğini üstlendiği kişilerden ücret almamasına dayanmaktadır. ”

AYM değerlendirmesi;

”Avukat olan başvurucunun meslektaşlarıyla iletişim içinde olması ve yanında veya birlikte çalıştığı meslektaşına suç soruşturması ya da kovuşturması kapsamında hukuki çerçevede yapılacaklar hakkında danışması veya bu kişilerden nasihat alması hayatın olağan akışına uygun görünmektedir. Soruşturmayla ilgili belgelerde başvurucunun avukatlık faaliyetinin (şüphelilerin ifadesinde hazır bulunma, duruşmalara sanık müdafii olarak katılma, serbest meslek makbuzu düzenleme gibi) dışında örgütsel bir faaliyette bulunduğuna ilişkin bir tespit de yer almamaktadır. Bu nedenle soruşturma makamlarının başvurucunun suç işlediğine dair kuvvetli belirtiyi yeterince ortaya koyabildiği söylenemez. …… Suçun işlendiğine dair kuvvetli belirti bulunmadığının değerlendirilmesi sebebiyle tedbirin amacının meşruluğu ve ulaşılmak istenen amaca nazaran tedbirin ölçülülüğü konusunda inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir. ”

Mevcutlu Getirildiği Adliyede İfadesine Başvurulmadan Dosya Üzerinden İnceleme Yapılması

”21.10.2020 tarihinde müdafii ile birlikte ilgili kolluk biriminde ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakılmayan başvurucu, mevcutlu olarak Ankara Başsavcılığına sevk edilmiştir. Ankara Başsavcılığının talebi üzerine Hâkimlik dosya üzerinden yaptığı inceleme sonunda adli kontrol tedbiri kapsamında başvurucunun konutunu terk etmeme yükümlülüğüne tabi tutulmasına karar vermiştir. Oysa Anayasa’nın 19. maddesinin beşinci fıkrası, yakalanıp gözaltına alınan kişinin soruşturma makamlarınca serbest bırakılmaması hâlinde en geç azami gözaltı süreleri içinde hâkim önüne çıkarılmasını emretmektedir. Maddede geçen “hâkim önüne çıkarılır” ifadesi; hâkimliğin tutuklanması veya adli kontrol tedbir kapsamında konutunu terk etmeme yükümlülüğüne tabi tutulması istenen kişinin sorgusunu yapmasını ve hazırsa söz konusu kişinin müdafiinin dinlenmesini gerektirir. …

Açıklanan gerekçelerle mevcutlu olarak Ankara Başsavcılığına sevk edilmesine rağmen Hâkimliğin dosya üzerinden yaptığı incelemeyle başvurucunun adli kontrol tedbiri kapsamında konutunu terk etmeme yükümlülüğüne tabi tutulmasına karar vermesi ve bu suretle derhal hâkim önüne çıkarılma güvencesine uyulmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının Anayasa’nın 19. maddesinin beşinci fıkrası yönünden ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir. ”

Başvurucuya 60.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.

ImageImage